Anglikan Kilisesine cevap
Bir zaman bî-aman İslâmın düşmanı, siyasî bir dessas, yüksekte kendini göstermek isteyen vesvas bir papaz, desise niyetiyle, hem inkâr suretinde,
Hem de boğazımızı pençesiyle sıktığı bir zaman-ı elîmde, pek şemâtetkârâne bir istifhamıyla dört şey sordu bizden,
Altı yüz kelime istedi. Şemâtetine karşı yüzüne "Tuh!" demek, desisesine karşı küsmekle sükût etmek, inkârına karşı da
Tokmak gibi bir cevab-ı müskit vermek lâzımdı. Onu muhatap etmem. Bir hakperest adama böyle cevabımız var. O dedi birincide:
"Muhammed (Aleyhissalâtü Vesselâm) dini nedir?" Dedim: İşte Kur'ân'dır. Erkân-ı sitte-i iman, erkân-ı hamse-i İslâm esas maksad-ı Kur'ân. Der ikincisinde:
"Fikir ve hayata ne vermiş?" Dedim: Fikre tevhid, hayata istikamet.
Buna dair şahidim: ("Emrolunduğun gibi dos doğru ol." Hûd Sûresi, 11:112. "De ki: O Allah birdir." İhlâs Sûresi, 112:1.)
Der üçüncüsünde: "Mezâhim-i hazıra nasıl tedavi eder?" Derim: Hurmet-i ribâ, hem vücub-u zekâtla. Buna dair şahidim ("Allah faizin bereketini giderip onu mahveder." Bakara Sûresi, 2:276.) da.
( "Namazı dos doğru kılın, zekâtı verin." Bakara Sûresi, 2:43.)
("Allah alışverişi helâl, faizi haram kıldı." Bakara Sûresi, 2:275.)
Der dördüncüsünde: "İhtilâl-i beşere ne nazarla bakıyor?" Derim: Sa'y asıl, esastır. Servet-i insaniye zalimlerde toplanmaz; saklanmaz ellerinde.
Buna dair şahidim:
("İnsan için, ancak çalıştığının karşılığı vardır." Necm Sûresi, 53:39.)
("Altını ve gümüşü biriktirip de onu Allah yolunda harcamayanları acı bir azapla müjdele." Tevbe Sûresi, 9:34.)
Hem de boğazımızı pençesiyle sıktığı bir zaman-ı elîmde, pek şemâtetkârâne bir istifhamıyla dört şey sordu bizden,
Altı yüz kelime istedi. Şemâtetine karşı yüzüne "Tuh!" demek, desisesine karşı küsmekle sükût etmek, inkârına karşı da
Tokmak gibi bir cevab-ı müskit vermek lâzımdı. Onu muhatap etmem. Bir hakperest adama böyle cevabımız var. O dedi birincide:
"Muhammed (Aleyhissalâtü Vesselâm) dini nedir?" Dedim: İşte Kur'ân'dır. Erkân-ı sitte-i iman, erkân-ı hamse-i İslâm esas maksad-ı Kur'ân. Der ikincisinde:
"Fikir ve hayata ne vermiş?" Dedim: Fikre tevhid, hayata istikamet.
Buna dair şahidim: ("Emrolunduğun gibi dos doğru ol." Hûd Sûresi, 11:112. "De ki: O Allah birdir." İhlâs Sûresi, 112:1.)
Der üçüncüsünde: "Mezâhim-i hazıra nasıl tedavi eder?" Derim: Hurmet-i ribâ, hem vücub-u zekâtla. Buna dair şahidim ("Allah faizin bereketini giderip onu mahveder." Bakara Sûresi, 2:276.) da.
( "Namazı dos doğru kılın, zekâtı verin." Bakara Sûresi, 2:43.)
("Allah alışverişi helâl, faizi haram kıldı." Bakara Sûresi, 2:275.)
Der dördüncüsünde: "İhtilâl-i beşere ne nazarla bakıyor?" Derim: Sa'y asıl, esastır. Servet-i insaniye zalimlerde toplanmaz; saklanmaz ellerinde.
Buna dair şahidim:
("İnsan için, ancak çalıştığının karşılığı vardır." Necm Sûresi, 53:39.)
("Altını ve gümüşü biriktirip de onu Allah yolunda harcamayanları acı bir azapla müjdele." Tevbe Sûresi, 9:34.)
RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İsm-i Âzamın hakkına ve Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyânın hürmetine ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın şerefine, bu mecmuayı bastıranları ve mübarek yardımcılarını Cennetü'l-Firdevste saadet-i ebediyeye mazhar eyle. Âmin. Ve hizmet-i imaniye ve Kur'âniyede daima muvaffak eyle. Âmin. Ve defter-i hasenatlarına, Sözler mecmuasının herbir harfine mukabil, bin hasene yazdır. Âmin. Ve nurların neşrinde sebat ve devam ve ihlâs ihsan eyle. Âmin.
İsm-i Âzamın hakkına ve Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyânın hürmetine ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın şerefine, bu mecmuayı bastıranları ve mübarek yardımcılarını Cennetü'l-Firdevste saadet-i ebediyeye mazhar eyle. Âmin. Ve hizmet-i imaniye ve Kur'âniyede daima muvaffak eyle. Âmin. Ve defter-i hasenatlarına, Sözler mecmuasının herbir harfine mukabil, bin hasene yazdır. Âmin. Ve nurların neşrinde sebat ve devam ve ihlâs ihsan eyle. Âmin.
Yâ Erhamerrâhimîn! Umum Risale-i Nur şakirtlerini iki cihanda mes'ut eyle. Âmin. İnsî ve cinnî şeytanların şerlerinden muhafaza eyle. Âmin. Ve bu âciz ve biçare Said'in kusuratını affeyle. Âmin.
Umum Nur şakirtleri namına
Said Nursî
Said Nursî